Kapılar

Kapılar hep sana açılıyor bende. Kapılar hep bana kapanıyor nedense. İki insanın arasına iki derin nefesten başka bir şey girmemesi gerekirken sevgilim, anahtarlar neden benim bilmediğim yerlerde. Bazı sabahlar uyanıyorum seni görmem gerek diye. Kapıları kapamışsın gibi sesler duyuyorum. Sonra sana koşmak istiyorum çarptıkça çarpıyorum.Bir türlü kıramadım kapıları. Açamadım da. Denedim en azından. Açmayı denedikçe sen kapıları kitledin. Kapının dibine çöktüm ve ardındaki seslerle yetindim. Bir süre yetinmeyi bildim. Ama insanoğlu sevgilim. Elindekiyle hiçbir zaman yetinmez. Senin kapılarında sürünmek bana yetmedi. Zaten sürünmek bana göre değildi. O kapıların önündeyken hep düşündüm. Anlamıştım sen istemezsen ben bu kapıdan içeri giremeyecektim.  Bunu anladığım gün ayağa kalktım. Çünkü seni değil senin açılmaz kapılarını sevdiğimi ancak orada bir süre oturunca fark etmiştim. İşte bu yüzden kırmak istedim senin o kapılarını. Ne yazık ki senin kapıların camdan değildi. Taştan mıydı bilmem ama ben yapamadım. Kıramadım o duvarları. Ağlaya ağlaya döndüm geriye. Kapılarımı sana da dünyaya da insanlara da kapadım. Benim kapıların camdan bilirsin. En beklemediğim anda geldin. Ben açmadım kapıları ama her şeyimle ortadaydım zaten. Her şey sendin. Sonra kırdın. Bir dakika bile tereddüt etmedin. Sana dur diyemeden paramparçaydı her şey. Oysa ben sana hiçbir şey yapmamıştım. O kapıların ardındaki sendin, senin duygularındı. Ben sadece sana dahil olmaya, sana ait olmaya seninle bir olmaya çabaladım. Sen ise gitmeyeceğimi bilerek yaşadığın küçük dünyanda, kafanı bir dakika kaldırıp dışarı çıktığında benim olmadığımı çok geç anladın. Ben zamanla iyileştim. Sonra sen gittiğimi fark ettiğin an beni mahvetmek için gözünü bile kırpmadın baksana. Sen kırdığından beri benim camdan kapılarımı, ikimiz de kan revan içindeyiz görüyorsun.  Sen benden farklıydın çünkü.Sen asla sonunu düşünmezdin. Sen en çok kendinin, kendi öfkenin kurbanı oldun. Ben ise sana olan aşkımın. Cam kapılar demek şeffaflıktı ama baksana şeffaf olmak da her iki tarafın canını fazlasıyla yakmıştı. Ben de bir karar verdim. Kırıkları süpürdüm. Çöpe attım. Artık ne kapılara ne duvarlara ne camlara ne de daha fazla acıya gerek vardı. Hayat kısaydı. Hayat güzeldi. Ve ben çok yorgun hissediyordum. Artık kapılar yok.  Artık hayatımda kapıları olan adamlar yok.  Her şey gibi bunu da yaşayarak öğrendim. Hala ruhumun köşelerinde o kırık camların izleri olsa da umrumda değil. Ben değiştim. Ben öğrendim, ben birini  kendimden fazla sevdiğimde neleri yitirdiğimi öğrendim. Kimseye kızmıyorum. Bazı adamlar böyleydi, bazı kadınlar da.Benim elimden gelen de buydu. Hepsi buydu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün"

Balkon

Kavuşma