Kayıtlar

Haziran, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hatalarımız Hakkında

İnsan bu hata yapmak doğasında var. Hatalarımız bizi biz yapar aslında ama yine de en az hatayla yola devam etmeye çabalamakta fayda var. Yoksa işler çığırından çıkıyor. Hatalarını görmek de önemli. Çevren hata yapıyorsun şöyle yap, böyle yapma dese de insan çoğu zaman aldırış etmez bildiğini okur. Peki hatalarımız mıydı bizi biz yapan? Yoksa aslında fark etmeden çıkmazlara mı sürükler hatalar? Orhan baba haklı: "Hatasız kul olmaz." Ben hatalarımın farkına çok geç varıyorum. Biliyorum siz de öylesiniz. Hatalardan ders alma olayına da çok uymuyorum. Bazılarımız bir kere hatasını fark etse bile, illa bıkana kadar devam edecek başka yolu yok. Çünkü hepimiz insanız ve farklı farklı özelliklerimiz var. Hata yapmanın önüne geçemiyoruz. Hatalar keşkelere sebeptir. Keşkeler aslalara. Hatalar tesadüf değildir. Hatalar sebepsiz değildir. Hatalar telafisiz değildir, çoğunlukla.Hatalar aslında kendimizi ne kadar kahretsek de gereklidir. Öğrenemediğimiz pek çok şeyi hata yapa yapa öğrenir...

Hayallere Uzanmak

Düşünüyordum. Hayallerimizi, hayallerimi.  Ne kadar mesafe vardı hayallerimizle gerçekler arasında? Mesafeyi daraltmak için ne yapıyorduk? Her geçen gün hayallerimize sımsıkı sarılıyorduk belki tamam, ama somut adımlar var mıydı? Var ise yeterli miydi? Hayal kurmak güzel şeydi. Hepimiz kafamızı o yastığa koyduğumuzda hayal kurmadan uyumazdık. Ama eminim ki çoğumuzun hayalleri sadece hayal olarak kalmıyor mu? E tabiki hayallerimizi tamamen sınıflandırmasak da ütopik hayallerimiz var, bir de gerçekleşmesi daha mümkün görünen hayaller. Peki ya kendinize sordunuz mu nerden başlamalıyım hayallerimi gerçekleştirmeye diye? Ben sorularımı değil de cevaplarımı anlatayım. Öncelikle vaktim yok demeyin. Vakit her zaman vardır. Sadece vaktimizi kullanmamıza biz değil bizim önceliklerimiz karar verir. Hayallerin sayısı önemli değildir gerçekleştirmek için. Asıl mesele hayalleri daha yolun başındayken düzgün zemine oturtmaktır. Oturup araştırmalıyız,  danışmalıyız, sormalıyız, önceden benzer...

Bayraming

Hazır bayram gelmişken, bayramları anlatmak istiyorum.  Bayram sevinçtir. Bayram aile olmaktır. Bayram bayramlıklarına sarılarak ya da başucunda tutarak uyumaktır. Bayram çocukları, anneleri, babaları, anneanneleri, babaanneleri, dedeleri, halaları, teyzeleri, dayıları, amcaları mutlu etmektir. Bayram bolca el öpüp para toplamak, sonra da o parayı gönlüne göre harcamaktır. Bayram hangi misafirlikte hangi tatlıları yiyeceğini hesaplamaktır. Bayram; Dersler nasıl? Ne zaman evleniyorsun? Çocuk ne zaman? Okul ne zaman bitiyor? İş buldun mu? vs. insanı geren sorularla yüzleşmektir. Bayram ev baklavasıdır, bayram anneanne babaanne sarmasıdır. Bayram bütün ailenin bir araya geldiği kocaman sofraların etrafında yapılan sohbetlerdir. Bayram geleneklerin devam etmesidir. Bayram küslerin barışmasıdır. Bayram gurbettekilerin kavuşmasıdır. Bayram çocukları bir çikolatayla mutlu etmektir. Bayram özenle hazırlıktır. Bayram temizliği bile bir başkadır. Bayramları çok seviyorum. Bayramlarda buluştu...

Kalamadım

Sakın bir şey söyleme. Artık ben kalmadım Kalamadım özür dilerim. Sevemedim bu şehri Seni sevmek de yetmez oldu gayri Baktığın her yerde ben varım Hissettiğin bu,  ben de farkındayım Küçük şapkalar taktım Küçük hayallere daldım Yeni sayfam kalmadı artık Sildim sildim karaladım Gerekirse üstünü çizdim anıların Yorulmadım izindeyim yeni başlangıçların Beni biraz da ben kendi halime bıraktım Sakın bir şey anlatma Sana inanmayı daha yeni bıraktım                 Bana da yalan söylediler, tek sen değildin                 Beni güçsüz görmek istediler                 bense senden başka şeyde güç bulamadım ki                                                         şimdi anladın mı gidişimin nedenini     ...

Kapılar

Kapılar hep sana açılıyor bende. Kapılar hep bana kapanıyor nedense. İki insanın arasına iki derin nefesten başka bir şey girmemesi gerekirken sevgilim, anahtarlar neden benim bilmediğim yerlerde. Bazı sabahlar uyanıyorum seni görmem gerek diye. Kapıları kapamışsın gibi sesler duyuyorum. Sonra sana koşmak istiyorum çarptıkça çarpıyorum.Bir türlü kıramadım kapıları. Açamadım da. Denedim en azından. Açmayı denedikçe sen kapıları kitledin. Kapının dibine çöktüm ve ardındaki seslerle yetindim. Bir süre yetinmeyi bildim. Ama insanoğlu sevgilim. Elindekiyle hiçbir zaman yetinmez. Senin kapılarında sürünmek bana yetmedi. Zaten sürünmek bana göre değildi. O kapıların önündeyken hep düşündüm. Anlamıştım sen istemezsen ben bu kapıdan içeri giremeyecektim.  Bunu anladığım gün ayağa kalktım. Çünkü seni değil senin açılmaz kapılarını sevdiğimi ancak orada bir süre oturunca fark etmiştim. İşte bu yüzden kırmak istedim senin o kapılarını. Ne yazık ki senin kapıların camdan değildi. Taştan mıydı b...

Gitmek mi, kalmak mı?

Vedalardan bahsetmek istiyorum. İyi ya da kötü bir şekilde hepimiz veda ettik bazı şeylere. Mesafeler girince araya zaten çok zor oluyor her şey. Gidene mi zordur peki, kalana mı? Giden mi daha acı çeker ardında bıraktıkları yüzünden? Yoksa kalan anılarıyla yüzleştiği için her şey çok daha zor mudur?  Gitmek zordur. Gitme kararını vermek zordur çünkü. İnsan bitirse de bazı şeyleri cesarete de aynı anda sahip olması gerekir gitmek için. Gitmeye karar verdin tamam. Giderken her şey ardında kalır. Kendini rahatlamış hissedersin. Bütün karmaşadan bütün anılardan kaçmışsındır çünkü. Peki ya biraz zaman geçince ne olacağını hiç düşündün mü? Özlersin. Orada o zaman nefret ettiğin her şeyi özlersin. Köpek gibi onu özlersin en basiti. Elinde avucunda sadece hatırladıkların kalmıştır. Belki birkaç fotoğraf, yanında olmamak, gidemeyeceğini bilmek özleme çare olmaz ki. Yepyeni bir yerdesindir artık, yeni insanlar tanımak istersin , hem de o kadar yorgunsundur ki umrunda bile olmazlar. En başl...

Aşk üzerine-1

Fark ettim de aşk da bir savaştı, kadınlar ve erkekler arasında. Paylaşamadığımız neydi kesinlikle bilmiyorum. Aşk güzel bir savaştı. Aşk bitmeyen bir savaştı. Aşk kişilere göre anlam kazanan özünde tarif edilemeyen bir şeydi. Aşkı savaşa çeviren karşılıklı hislerimizdi. Aşk insana yapmam dediğini yaptırır, eskiden taptığını bugün taşlatırdı. Aşk bir varoluş biçimiydi, aynı zamanda yok oluş. Aşk gelgitlerle doluydu. Hiçbir aşk diğerine benzemezdi ve her aşk bir gün, tabiki biterdi. Süresine ne şimdi ne yaşarken karar verebilirdik, sevgimiz bunun söz hakkına sahipti. Aşk aslında ne kadar anlatsam boştu, aşk yaşanmalıydı. Aşk her zaman taptazeydi. İnsan aşıksa her gün bir daha aşık olurdu. Aşık insanı gözünden tanırdınız. Aşk kişiyi hemen bırakmazdı. Aşk şekil değiştirirdi. Sadece sevgi değil, aşk da eylem gerektirirdi. Sana olan aşkım ise penceresi sokağa bakan sokakları galataya çıkan bir evdi. Sana hissettiklerim kesinlikle aşktı, şüphe duymadığına da emindim. Aşkı senden hissetmek i...

Dünya Hakkında-1

Size de oluyor mu bilmiyorum ama ben hep kendimi karmaşaların içinde buluyorum. Kaostan beslendiğimi düşünürdüm. Şimdi kaoslarla yaşayamıyorum. İnsanların tek derdi birbirinin kuyusunu kazmak olmuş bu dünyada. Fark edin, yalnızlaşmışız iyice. Derdimiz tasamız kendimiz olmuş, çünkü farkındayız başkalarını da düşünmenin bizi sadece üzdüğünü. Ne ara bu kadar değişti dünya ben anlamadım. Artık her şey kazanmak ve kaybetmek üzerine kuruluydu. Savaşıyorduk ama niye? Değiyor muydu sonunda ulaştığımız şeye? Değiyorsa neden bu kadar mutsuzduk, değmiyorsa neden bu kadar çabalıyorduk? Adaleti bulamıyorduk artık. Ne yaparsak yapalım  bazı şeylerin değişmeyeceğine öyle bir inanmıştık ki. Hiçbir şey yapmıyorduk. Düzen bozuktu, ,insanlar bozuktu, dünya acımasızdı. Biz de acımaz olmuştuk. Kendi kuyumuzu da kazmıştık böyle yapa yapa aslında. Mutluluk getirecek sanmıştık zaferler. Öyle bir abartmıştık ki, her yolu deniyorduk. Deniyorduk da elimize geçenler elden gidenlerden fazla mıydı? Sorun kendin...