Kayıtlar

"Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün"

 Kendimi anlatmak için cümlelerin yettiğini düşünürdüm, senden önce. Şimdi kelimeler zor dökülüyor dilimden. Her şey içimde yoğun bir karmaşa.  Seninle benim dengede olmam imkansız. Sen bunu anlamadın. Ya hep ya hiç. Şimdi hiç'i yaşatıyoruz birbirimize. Sen inanmıyorsun ikimizi toplasan "hep" çıkmaz diyorsun. Kendini bana bıraksan anlardın, yol bizi oraya götürecekti zaten.  Kendinde her kaybolduğunda beni uzaklaştırıyorsun kendinden. Dünya zaten yalnız bir yer. Dünya zaten ıssız bir yer. Kendine bunu yapmana gerek yok. Senden değişmeni istemiyorum. Bana inan, sonra dön kendine bak. Ne dediğimi anlayacaksın. Büyük bir fırtınadan sağlam çıkmak kolay değildir, bırak yıkılalım. Olması gereken olsun. Korkuyorsun, hem de her şeyden. Öyle bir duvar örmüşsün ki kendine, dışarıdan gelip kimse sana zarar vermesin istiyorsun. İşte ben sana bakınca orada bir duvar yok, duvarın ardını görüyorum. Sen bunu yaşamama izin vermiyorsun. Bu hikayenin özeti bu işte: her şey o kadar kolayken...

Kavuşma

 "Yolun zorunu yürümüştün sen tanıştığımız zaman, ben dalgalanmaktaydım elvan elvan." Bizim hikayemizin başı böyle. Nasıl ilk görüşte böyle hissettin deseler, gözlerinin içine öyle bir bakarım ki nasıl olduğunu söylememe gerek kalmaz. Zaten hep mana arıyorsun her bakışımda. Gözlerimle konuştuğumu biliyorsun. Beni sanki yıllardır tanıyorsun. Ben aynısını hissetmesem de, hayatımın belli bir döneminde hissettiğim bazı duygular var. Bana onları anımsattın. Soruyorum kendi kendime: Biz ne yaşadık? Doğru mu bu? Doğru olması gerekir mi? Doğru ne?  Beni pırıl pırıl bir ayna gibi görüyorsun. Bana bakınca kendinden hiçbir şey yok, seni bana çeken bu. Beni sana çekense o tanıdık his, güven. Sana koşulsuz güvenmek istiyorum. Sonunda mahvolsam da. Hazır olmasam da bu sona. Hiçbir sona hazır değilim. Kimse sonlara hazırlayamaz zaten kendini.  Ben artık her gün yeni bir şey öğreniyorum. Sonra kendimle kalınca tüm bu öğrendiklerim de benimle geliyor. Sen öğretiyorsun. Beni duvarlara vura...

parçalar

 Öyle günlerden geçiyorum ki sanki tanışmadım hiç seninle sen herkesin bir bütünüsün içimde sen biriktin, sen bana aitsin tüm hayal kırıklıklarımsın sen kırılmamış pek az yer var  kendimden bile sakladığım kuytu köşeler bazen bir an oluyor, o bütünün içinden biri aklıma düşüyor gülüp geçiyorum bir kitaptan bir cümle okuyorum sonra bir şarkı ithaf ediyorum o eski aşka içimde kalan her ne varsa içimde bırakmaya devam ediyorum bir inci kolyenin ipinden koparak etrafa saçılması gibi paramparça olsam da her şeyi söylemek istiyorum sana her düşüncemde bu his var, parçalanamamışlık yok olmayı göze alıp, yok olamamışlık

Balkon

Neredeyim, ne haldeyim. Ben ve kafamın içindeki binbir tilki uyumuyoruz. Hep hüsran. Hep eksik. Nereden tutsam oradan elimde kalıyor. Yakınken uzaklaştığım şeyler var. Uzakken de çok yakın hissettiğim şeyler. Hiç hissizleştim mi? Hayır. Hep kalbimde. İyi, kötü, aşk sevgi,nefret, arzu, tutku. Bir balkon. Bütün manzarada geçmişimi gördüğüm. Yerler altında hayallerim var. Çıplak ayak, sayfa sayfa basıyorum her satır ümide. Yorulup oturuyorum. Ben gencecik bir bedende bile bile yorulmuş yüreğimi daha fazla taşıyamıyorum. Ay ışığı vuruyor kara saçlarıma, ben geçmişe bakıyorum. Geçmiş kocaman bir şehir. Geçmiş öylece duruyor önümde, betonarme binalar gibi. Ben sadece izliyorum. O balkon sığındığım tek yer . O balkonda ömrüm geçecekmiş gibi hissediyorum. Benim için bir yığın geçmiş. Soğuk bir beton. Her evin içi başka bir hikaye. Koca bir yaşanmışlık bu şehir. Ve ben balkondan bakıyorum. Parmak uçlarımda hayallerim. Sadece dokunuyorum. Okuyorum biraz da. Ay ışığı vuruyor göz bebeklerime. Bir ...

Karantina Karantina!

Bazı günler Teoman şarkıları gibiyim. Hep aşık, hep kaybeden. Hem güzel, hem isyan dolu. Evlere tıkılıp kalınca insanın en çok düşünmek için vakti oluyormuş. En azından bende böyle. Geçmişi düşünüyorum." İyi ki" ve "keşke"leri tartıyorum. İyi ki yapmışım diye düşündüğüm bir sürü anı var. İyi ki ona rastladım dediğim bir sürü insan var. İyi ki denedim dediğim bir sürü şey var. İyi ki sevmişim dediğim adamlar var, sonra keşke sevmeseydim dediğim adamlar var. Keşke atmasaydım dediğim mesajlar var. Keşke söylemeseydim dediğim sözler var, keşke söyleseydim dediğim sözler var. Keşke gitseydim dediğim yerler var, keşke daha çok gitseydim dediğim yerler var. Telefonumun galerisinde en çok vakti geçiriyorum. Bir de Instagram'ın anılarında. Hayat öyle durağan, sıradan ve olağan geçiyor,  yaşadığımız şu günler hiç olağan olmasa da . Dört duvar arasında bir balkonda, bir pencerede soluklanmakla olmuyor. Her şeyin normale dönmesi lazım. Sanki hepimiz büyük bir saklambaç oynu...

Küçük bir not

En son ne zaman kendinize kocaman bir gün ayırdınız? Plansız programsız yaşadınız? Ben arada bir durup soluklanmayı hayatıma bakmayı, kendimle vakit geçirmeyi çok seviyorum. Bugün de öyle bir gün işte. Basit şeyler zaten. Herkesin kendiyle ilgili yapmayı ertelediği tonlarca şey var. İyi de zaman geçiyor.Ertelemeyin anacım. Kendinizi iyi hissetmeyi öğrenin ve bunun için çabalayın.En değerli sensin cümlelerine girmeyeceğim, zaten öyle düşünmüyorsan boşa konuşuyorum .Sadece size özel, yaptığınızda iyi gelecek sizi rahatlatacak bir tane hobi bulun mesela. Eğer böyle bir hobiniz varsa da birkaç kere yapıp bırakmayın.O kadar stresli, gergin, mutsuz, umutsuz, kötü bir dünyada yaşıyoruz ki, artık dert sayılmayan pek çok derdimizin üstüne sorumluluklarımız, amaçlarımız, hayallerimiz, planlarımız, projelerimiz vs. bir sürü tilki var kafamızda. Ama kendine özel zamanlar ayırmayıp kötü bir ruh haliyle bunca şeyi yapmaya kendimizi delicesine zorlarken soluklanmak çok iyi gelecek inanın bana. Belki ...

2019'a Veda

Bir yazı yazarak 2019'un son gününde onunla vedalaşmaya karar verdim. Spotify'ın hazırladığı 2019'daki favori şarkılarım listesi eşliğinde size 2019'umu anlatmaya başlıyorum. Her yeni yılda olduğu gibi 2019'a girerken de çok büyük hayallerim, beklentilerim, umutlarım vardı. Ama yılın başlarında kendimi fiziken ve ruhen çok yorgun hissettiğim bir dönem olduğu için bu beklentileri içimde tutmaya karar vermiştim. Beklediğim şeyler de çok absürt değildi. Aşk istedim, başarı istedim, sağlık istedim, para istedim.  2019 bana bunlardan bazılarını verdi, bazılarını hiç vermedi, bazılarını verdi ama yıl bitmeden geri aldı. Aslında bu yıl geçmiş yılların bir ortalaması gibi geçti. Bir kelimeyle 2019'umu anlatırsam "ortalama" derim herhalde. Sanki böyle eski hatalarının farkında, bunlardan ders almak isteyen ve bu isteğini hayatının bazı noktalarında uygulayan, bazı noktalarında da hatalarında ısrarcı bir beyza vardı. Ben bu yıl bir noktadan sonra gamsızlaştım. B...